SAMYELİ

  Öyle kusursuz bir düzenin içindeyiz ki her gün biraz daha bu gerçekle yüzleşiyorum. Her gün güneş tekrar bizim için doğuyor ve her gün tekrar bizim için batıyor. Dünya her gün bizim için güneşin etrafında ve kendi etrafında dönüşünü tamamlıyor ve bunu belli bir yörüngede sürekli tekrarlıyor. Peki sizce bir gün dünya dursa, dönmese! Neler olur? İçinde bulunduğumuz düzenin ihtişamını görmek adına bu belgeseli mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler

Orman hayat demektir, nefes demektir. Ve asıl hakikat ormanların bize değil, bizim ormanlara muhtaç olduğumuzdur. Okulumuz AKM salonunda yapılan etkinliği oldukça yararlı buldum. bunun gibi etkinliklerin arttırılmasını da destekliyorum. Çünkü toplumumuz bu konuda bilinçlenmeli, ormanın hayat demek olduğunu anlamalıdır.

Harita: Yer gösterir. Coğrafya: Yer tasviri. Ekvator: Eşit iki parçaya bölen. Portolan: Liman rehberi, limanların birnine olan konumunu gösteren haritalardır. Mezapotamya: İki ırmak arası müze Homoansiklopedikus: Çok öğrenen Konglonera: Çimento, çakıl taşı karışımı. Telafi Mekanizması: Bir şeyin eksikliğinde yerine başka bir şeyin geçmesi Grafen: Karbon ve yapışkan bir maddeden oluşan madde. Koltan: Roanda daki değerli maden. Sürempaze: Temele gömülen vadi. Antisedont: Önden giden , eğime bağlı akan. Sarnıç: Su deposu. Tayga: Orman Endemik bitki: Sadece belli bir yerde görülen iklim şartları sonucu yine o bölgeye özgü yetişen bitki türü. Mangrow: kökleri suyun içinde olan bitki. Morfimetri: Yeryüzü biçimlerini gerçek ve bağıl yükseklikleri, yüzölçüleri gibi ölçülebilir nitelikleriyle tanıtma yolu, biçimölçüm .

 Her ne kadar deprem denilince tarifsiz bir korku bizi sarsada dünyanın varlığını sürdürebilmesi için depremlere adeta muhtacız. Depremde binaların neden yıkıldığını anlamak adına bu kısa filmi izlemenizi tavsiye ederim. https://youtu.be/6oNFzLG8FBQ

  Modern okulların geçmişi eski Yunanistan ve Roma'ya kadar uzanmaktadır Fakat eski Yunanistan'da bile öğretim üyelerinin çocuklara tek tek ders verdikleri bir dönem vardı. Söz konusu okullarda çocukların, gençlerin topluca ders aldıkları "sınıf" diye bir yer yoktu. Daha sonraları eski Yunan bilgeleri filozofları belirli çevrelerde yerleştiler. Ders vermek amacıyla dolaşmaktan vazgeçtiler. Şimdiki anlamıyla okula yakın kurumlar açtılar. Büyük Yunan Filozofa Eflatun devamlı olarak üç dört yıllık süreyle kurslar halinde ders verdiği bir yer kurup bunu "Akademi" diye isimlendirdi. Bu "okul" daha ziyade askeri amaçlarla geçitler beden eğitimi egzersizleri yapılan jimnazyum'daydı. Bir süre sonra Aristo da halka açık başka bir jimnazyum olan "liseum" da kendi okulunu açtı Nitekim okul karşılığı Almanca "gymnasium" Fransızca "lycee" deyimi ve İskoç dilinden kökenli "academy" Eflatun ve Aristo'nun açtığı kuru...

 Coğrafya bilginizi eğlenerek geliştirmeye ne dersiniz? Ben de bu oyunu yeni keşfettim. Hem bilgi yarışması tadında olmasıyla sizi heyecanlandırıyor, hem de coğrafya ve buna bağlı olarak kültürel bilginizin artmasına yardımcı oluyor. Mutlaka oynamanızı öneririm. İyi eğlenceler :) https://play.google.com/store/apps/details?id=pl.paridae.app.android.geography

Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan birini sizlerle paylaşmak isterim. Döneminde en çok okunanlar arasında olan bu romanı okumak için daha fazla gecikmeyin. Kitabı bitirdiğinizde size daha önce yaşamadığınız bir duygu hissettirebilir.    Biraz içeriğine değinmek gerekirse  Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.   Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.  Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadaka...

  Norveçli kâşif  Thor Heyerdahl 'ın  Polinezyalıların , bilinenlerin aksine  Asya  kıtasından değil de 1500 yıl kadar önce  Güney Amerika  kıtasından bu adalara gelmiş oldukları şeklindeki aykırı teorisini ispatlamak için bir grup gönüllüyle birlikte 1947 yılında yine kendisinin tasarladığı ve geçmişteki ilkel yapım teknikleriyle inşa ettikleri  Kon-Tiki  adlı  arkaik  salla yaptıkları maceralı  Pasifik  yolculuğunun dramatize edilmiş filmidir.    İlkel yapım teknikleriyle inşa edilen bir salla yapılan yolculuk elbette kolay değildir. Thor ve arkadaşlarının heyecanına sizde eşlik edin. İyi seyirler. http://unutulmazfilmler.co/kon-tiki.html

  Bence hiç bir bireyin esgeçmemesi gereken önemli bir konu kan bağışı. Malesef Kızılay'ın son yıllarda stoklarında ciddi bir azalma söz konusu.   Sanıyoruz... Bizim başımıza gelmez sanıyoruz. Yeteri özeni göstermiyor geçiştiriyoruz. En komik olanıysa kan vermekten korkuyoruz. Siz bu korkuya ne isim verirseniz verin. Ben "BENCİLLİK" diye adlandırıyorum. Daha önce kan bağışı sayesinde annem hayata tutundu. Kan bağışının değerini anlamak için yarın çok geç olabilir. Sizi duyarlılığa davet ediyorum.                               

Bilinçli bireyler olarak ülkelerin başkentlerini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bende henüz yeni öğrenme aşamasındayım. Liste biraz fazla uzun ancak bir arkadaşınızla soru-cevap şeklinde çalışırsanız keyifli bir şekilde ezberlemeniz mümkün. İyi çalışmalar. ÜLKELER VE BAŞKENTLERİ AVRUPA Almanya : Berlin Andorra : Andorra La Vella Arnavutluk : Tiran Avusturya : Viyana Belarus : Minsk Belçika : Brüksel Bosna ve Hersek : Saraybosna Bulgaristan : Sofya B.Britanya ve K.İrlanda : Londra Çek Cumhuriyeti : Prag Danimarka : Kopenhang Estonya : Tailin Finlandia : Helsinki Fransa : Paris Hırvatistan : Zagrep Hollanda : Amsterdam İrlanda Cumhuriyeti : Dublin İspanya : Madrid İsveç : Stockholm İsviçre : Bern İtalya : Roma İzlanda : Reykjavik KKTC : Lefkoşe GKRY : Nicosia Lettonya : Riga Liechtenstein Prensliği : Vaduz Litvanya : Vilnus Lüksemburg : Lüksemburg Macaristan : Budapeşte Makedonya : Üsküp Malta : Valletta Moldova : Kişinev Monako : Monako Norveç : Oslo Polonya : Varşova Porte...

  Her ne kadar okulda coğrafya dersi almak için liseyi beklememiz gereksede insanoğlu çok küçük yaşlarda coğrafyayla tanışır. Çünkü coğrafya insanı ilgilendiren hemen hemen her şeyi kapsar. Bunca filozof varlığımız hakkında farklı görüşlerde olsalarda birleştikleri konu insanın evreni anlamlandırma çabasında olduğu gerçeğidir. Coğrafya, çevremizi anlamamızı ve içinde bulunduğumuz düzenin neresinde olduğumuzu görmemizi sağlar. Yarınlar için atacağımız adımlarda plan yapmamızı sağlar. Kendi değerimizi, içinde bulunduğumuz toplumuda küçümsenmeyecek ölçüde şekillendirir. Birey ne kadar coğrafya bilgisine hakimse dünyaya o kadar geniş bir perspektiften bakar. Ve yaratılışın kusursuzluğunu görerek ruhunuda doyurur.

  Coğrafya bilimi ilgi alanına giren konuları araştırarak inceler, incelerken de kolaylık olması için çeşitli bölümlere ayırır. Coğrafya incelediği konulara göre iki bölüme ayrılır. Fiziki Coğrafya Yer şekillerini (dağlar, ovalar, platolar, vadiler vb.), yer altı ve yer üstü sularını, iklim ve bitki örtüsünü, hayvanları inceler. Fiziki coğrafya kendi içinde şu şekilde alt dallara ayrılır. Jeomorfoloji (Yer şekilleri bilimi) Yer şekillerinin oluşumlarını araştırır ve bunları sınıflandırarak inceler. Klimatoloji (İklim bilimi) Yeryüzündeki iklim tiplerinin özelliklerini ve bunların dağılışlarını inceler. Biyocoğrafya (Canlılar coğrafyası) Yeryüzündeki hayvan ve bitki topluluklarının coğrafi dağılışlarını inceler, dağılışlarını açıklar. Hidrografya (Sular coğrafyası) Okyanuslar, denizler, göller, akarsular ile yer altı sularının özelliklerini inceler ve coğrafi dağılışlarını açıklar. Beşerî Coğrafya Yeryüzündeki insan topluluklarının yeryüzüne dağılışını ve çe...

Her bilim, çalışmalarını yaparken kendine özgü metot ve ilkelere göre hareket eder. Coğrafya bilimi de doğal çevreyi ve insan ilişkilerini incelerken üç temel ilkeye göre hareket eder. Nedensellik İlkesi Coğrafi olayların oluşum nedenlerini araştırır. Coğrafi olayların neden ve sonuçları üzerinde durur. Niçin böyle olmuştur?, Ne zaman olmuştur?, Bu olayın sonucunda neler ortaya çıkmıştır?, Bu olayın sonucunda ortaya çıkan sorunların çözüm önerileri nelerdir? gibi soruların cevaplarını coğrafyanın nedensellik ilkesi inceler. Dağılış İlkesi Coğrafi olayların yeryüzündeki dağılışlarını inceler. Dağılımı yapılabilen her türlü olgu veya olay coğrafyanın ilgi alanına girer. Yer şekillerinin, suların, iklim tiplerinin, yer üstü ve yer altı kaynaklarının, insanların, ekonomik faaliyetlerin yeryüzündeki dağılışlarını inceler. Karşılıklı İlgi (Bağlantı) İlkesi Coğrafi olayların birbirleriyle karşılıklı ilişkilerini araştırır. Bu nedenle coğrafi olaylar incelenirken aralarındaki karş...

  Sadece dört telden sizce kaç farklı ses çıkabilir? Veya bu ses ruhunuzun derinliklerine ne kadar dokunabilir? Ben kemanla ilk defa televizyonlarda tanıştım. Ve çok küçük yaşlarda keman çalabilme hayalleri kurdum. Çevrem ve koşullar yüzünden ancak bu sene öğrenme fırsatım oldu. Hobi dersi olarak üniversitemin bölümünde en profesyonel öğretmenlerinden birinin dersini alıyorum. Herkesin bildiği gibi epey sabır gerektiren bir enstrüman olduğu doğru. Ben de henüz öğrenme aşamasındayım. Ama bir gün profesyonel derecede çalacak kadar ilerlemeyi hedefliyorum.   Eğer bir enstrüman çalmayı düşünüyorsanız ve bu "keman mı olsa" diye düşünme aşamasındaysanız vazgeçin. Çünkü sadece keman çalmayı net bir hedef yapanlar kendini kemana sevdirebilir. Evet yanlış duymadınız. Sizin kemanı sevmeniz kadar sevginizi hissettirmeniz sonucu onunda sizi sevmesi gerekir. Benim kemanım biraz farklı olarak mavi renkli. Biz iyi anlaştık ve beni sevdiğini hissediyorum. Bir gün bir parça çalmayı öğrendiğ...

Bunca şey paylaştım ancak kendimden bahsetmek hiç aklıma gelmemiş doğrusu. Öncelikle merhaba ben Fatmana Acar. 1997 de Akdeniz ve Karasal iklim çatışmasını yaşayan, hatta mevsim geçişlerinde Karadeniz iklim özelliği olan kırkikindi yağmurlarının görüldüğü Denizli'nin Acıpayam ilçesinde soğuk bir kış günü olan 4 Şubat gününde dünyaya geldim. 9 yaşıma kadar Kelekçi Kasabası'nda kaldım. Ailem uzun yıllar boyu bölgenin geçim kaynağı olan tarımla uğraştı ve özellikle ineklerden elde edilen sütü kooperatife pazarlayarak geçimlerini sağladı. Ancak daha sonra sigortalı iş imkanlarının kısıtlı olması yüzünden ailemin bir nevi beyin göçü yapmasıyla Denizli'in Pamukkale'ye uzanan yolu üzerine kurulu Korucuk Kasabası'na taşındık. Bölgenin ekonomisi temel olarak mermer madenini şekillendirmekle uğraşan fabrikalara dayanmaktadır. Babam uzun yıllar bu sektörde devam ederken annemde yine bölgede yaygın olan üzüm, pamuk toplamacılığı yaparak evimizi geçindirdiler. Zaten seyrek nüfus...

İlk kez 1580 de yayınlanan ve ilk Türkçe çevirisi 1940 ta Sabahattin Eyüboğlu 'nun kalemiyle gerçekleşen dünya tarihine damgasını vurmuş önde gelen eserlerinden olan Montaigne'nin Denemeler'inden bahsetmemek büyük hata olurdu diye düşünüyorum. Ortaçağda etkin olan dogmatizmin aksine tamamen hümanist bir dünya görüşünü savunan bu başyapıt uzun yıllar boyu aydınların başucu kitabı olmuş. Deneme türünün babası sayılan Montaigne'nin içten anlatışı her bireyin kendinden bir şeyler bulmasını sağlıyor. Bende kitabı elime ilk aldığım anda kendimden bir şeyler buldum. Anlatımının akıcı olmasınında etkisiyle olsa gerek elimden bırakmak istemeyerek bir solukta okudum. Mutlaka her bireyin okuması gerektiğini düşünüyorum. Şayet günümüzde dahi halen özgünlüğünü korumakta. Orijinali 4 ciltten oluşuyor. Daha sade halini ise Kültür Yayınları çıkarmış. İyi okumalar.

    Tarihteki ilk sinema filmini hiç merak ettiniz mi? Dünya tarihinin ilk filmi 1895 te Fransalı Lumiere Kardeşler tarafından çekilmiştir. On kısa metrajlı filmin birleştirilmesiyle oluşur ve her biri 47 saniye sürmektedir. H alka açık olan ve izleyiciden ücret alınan ilk gösterimlerini Paris'te Salon Indian Du Grand Café'de  gerçekleştirilmiştir. Film izleyiciler üzerinde öyle bir etki bırakmıştır ki en ünlü sahnesi olan trenin istasyona yaklaşma anında izleyiciler korkarak paniklemişler ve salondan ayrılmak istemişlerdir. Günümüz gözüyle her ne kadar ilkel bir film gibi gözükse de dönemlerine damga vurmuş olan Lumiere Kardeşleri gönülden tebrik ediyorum.                 

Mercator   Alman-Flemenk   haritacı ,  coğrafyacı  ve  kozmograf . Sabit  kerterizli  gemi  rotalarını  yani  kerte hattını doğrularla  gösteren ve günümüzde  seyrüsefer  haritalarında hâlâ kullanılmakta olan yeni bir  projeksiyon  ile yaptığı  1569 dünya haritası  ile tanınmıştır. Mercator  Hollanda haritacılık ekolünün  kurucularından biridir ve ekolün altın çağını yaşadığı 16. ve  17. yüzyıllardaki  en önemli temsilcisi sayılmaktadır. Yaşadığı dönemde dünyanın en tanınmış coğrafyacısıydı ancak buna ek olarak  teoloji ,  felsefe ,  tarih ,  matematik  ve  manyetizma  ile de ilgileniyordu ve aynı zamanda usta bir  hakkak  ve  hattattı , ayrıca dünya küreleri ve bilimsel enstrümanlar da yapmaktaydı. Hekataeus  Batı Anadolu'da Perslere karşı yapılan bir isyan olan Ionia Ayaklanması'nda (M.Ö 500) Miletlileri isyandan v...

Dünya aslında o kadar büyük ki! Her köşesinde farklı bir güzellik barındırıyor. Kimi insanlar tarafından inşa edilmiş kimi ise tabiat ananın bize hediyesi. Kimisi yüzyıllarca ayakta kalmış, kimisi savaşlar veya iklim şartları yüzünden kaybolup tarihe karışmış. Bu güzellikler karşısında şaşırmamak mümkün değil. İşte benim sizlerle paylaşmak istediğim o mekanlar. Dilerim bir gün hepimizin gezerek görebilme şansı olur. St. John the Baptist Katedrali, Savannah, Georgia Cristo Redentor Heykeli, Rio de Janeiro,  Brezilya Shwedagon Pagoda, Myanmar Bayon Tapınağı, Siem Reap, Kamboçya Angkor Vat Tapınağı, Siem Reap, Kamboçya Machu Picchu İnka Antik Şehri, Machu Picchu, Peru Büyük Katedral ve Camii, Cordoba,  İspanya Siena Katedrali , Siena,  İtalya Kolezyum - ROMA Çin Seddi - Çin Chichen İtza - MEKSİKA Cape Town - GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Büyük Mercan Resifi - AVUSTRALYA BARSELONA - Barcelona  Niag...